Top Menu

18 Mayıs 2024 Cumartesi 

Resimli  Site içi  Google 

ANA SAYFA
Çanakkale Savaşlarını Doğru Anlıyor Ve Anlatıyormuyuz
 
eyupo
 
 
 
 
 
 
17 Mart 2009
ÇANAKKALE SAVAŞLARI'NI

DOĞRU ANLAMAK VE ANLATMAK

(Çanakkale Zaferi, Türk askerinin ruh kudretini

gösteren hayret edilecek ve tebrike değer bir örnektir.

Emin olmalısınız ki, Çanakkale Muharebeleri'ni

kazandıran bu yüksek ruhtur)

Mustafa Kemal



        Çanakkale Savaşları'nı iki farklı aşamada inceleyip adlandırmak gerekir.

Birincisi; 3 Kasım 1914 tarihinden 18 Mart 1915 tarihine kadar süren ve tamamen Çanakkale Boğazı ve yakın çevresinde gerçekleşen deniz savaşlarıdır ki 18 Mart 1915'de Çanakkale Deniz Zaferi'yle sonuçlanmıştır.

İkincisi ise; 25 Nisan 1915 - 9 Ocak 1916 tarihleri arasında Gelibolu Yarımadası'nda gerçekleşen Kara Muharebeleri(bu isimlendirme kapsamında, Arıburnu, Kirte, Bombasırtı, Zığındere, Kerevizdere, Kanlısırt, Conkbayırı ve Anafartalar Muharebeleri ilk başta söylenebilir.)'dir.

Sonuçta, Muharebelerin kış aylarına (Kasım, Aralık-1915) e denk gelen günleri, zamanla kısmi çatışmalar yaşansa bile, daha çok geri çekilme ağırlığının yaşandığı dönem olarak kabul edilir. Son düşman askeri 9 Ocak 1916 tarihinde Gelibolu Yarımadası'ndan ayrılmış ve Kara Muharebeleri de Türk Askeri'nin kesin zaferiyle sonuçlanmıştır.

Gerek Deniz Zaferi ve gerekse Gelibolu Kara Muharebeleri'ni birlikte adlandırdığımızda; Çanakkale Savaşları'nın, Türk Tarihi'nin onurlu sayfalarında hak ettiği yeri almış olan zaferlerin en önde geleni olduğu gerçeğini kabul etmeliyiz.

Ancak, özellikle bazı çevreler ve sözde aydın araştırmacı tarih bilimcileri olarak geçinenler Çanakkale Savaşları'nın yalan dolana bulanıp, olayların ve dolaysıyla da tarihimizin hurafelerle gençliğe sunulduğunu görmenin de acısını yaşıyoruz.

           Yapılanlar gayet sistemli bir şekilde gerçekleştiriliyor. Bu uyduruk tarih ve olayların, hurafelere bulanmış şekli kitaplar, rehber dokümanlar ve broşürler haline getirilmiş, muharebelerin cereyan ettiği yerleri ve dolaysıyla da Şehitliklerimizi gezmeye getirilen çocuklarımız ve gençlerimizin hizmetine sokulmuştur. Maalesef, genç beyinler yalan yanlış bir tarihle bulandırılmaktadır.

           Adının önüne 'tarihçi' sıfatı ekleyen bir kısım insanların, Çanakkale ve Gelibolu hakkında yazıp kitaplaştırdıkları yenilir yutulur cinsten anlatımlar değil.

           

Nedense Çanakkale ve Gelibolu anlatılırken Mustafa Kemal'den hiç söz edilmiyor, hatta adı ağızlara bile alınmıyor.

Tarihini bilmeyenlerin ülkesini koruyamayacağı, yönetemeyeceği ve kalkınmasını başaramayacağı kesin bir gerçektir. Aksini iddia etmek, örneği tıpkı günümüzde görülebildiği üzere, tarihinden habersiz bir kısım yöneticileri işin başına getirip, sömürüye davetiye çıkarmakla eş anlamlıdır.

Bazı gençlerimiz Mustafa Kemal'in Conkbayırı'nda askerlerini saldırıya kaldırmadan önce etrafına topladığı subaylara verdiği: 'Size Ben saldırıyı emretmiyorum. Ölmeyi emrediyorum. Biz ölünceye kadar geçecek zaman içinde, yerimizi başka kuvvetler ve komutanlar alabilir.' şeklindeki emrini hatırlatıldığında; şaşırmış ifadelerle bakışları bu ülke geleceği için karamsar bir tablo oluşturmaktadır. Maalesef, sahte tarihçiler ve hurafeciler, bir kısım gençlerimizin ilgilerini başka alanlara çekmeyi başarmış gözüküyorlar. Halbuki; Mustafa Kemal bu harekattan söz ederken; 'Kazandığımız an işte bu an'dı' diye bahseder.

Çok acıdır ki; tarihi yalana bulayıp, Çanakkale Savaşları'nı hurafelerle anlatanlar, Çanakkale'yi bir askeri zafer olarak anlatmak yerine hurafeler sergisi haline getiriyorlar. Amaçları Mustafa Kemal'i küçük düşürmeye çalışmak ve dünyanın O'nu tanımasına ve bilmesine neden olan Çanakkale Savaşları'nda yok saymak, hatta ellerinden gelse hiç bahsetmemektir.

Böylelikle; Mustafa Kemal ve O'na ait olan değerleri, bir başka yönden de yok edebileceklerine inandıkları açıkça sırıtmaktadır.

* * *

Çanakkale Savaşları, dünyada bir eşi-benzeri daha olmayan olağanüstü bir olaydır. Bu ulvi savaşın yalana-dolana, uydurmacalara, bulutlara, rüyalara, abartıya ve hele hele hurafelere hiç ihtiyacı yoktur. Bunu, dünya da böyle kabul etmiştir.

           Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız ve gençlerimize, gerçek tarihimizi anlatmak ve ulusal birliği ve beraberliği en üstte tutmak hepimizin esas görevi olmalıdır

           Çanakkale Savaşları Milli Mücadele ve Cumhuriyet'le birlikte bir bütünün üç önemli parçasından birisidir. Birini diğerinden ayrı tutmak, abartılara boğup diğerinden farklı boyutlara çekmeye çalışmak maksatlı olarak yapılmış kabul edilir ki; bu ihanetle eş anlamlıdır. Çünkü, vatanı sevmek ruhunun temeli Çanakkale'de atılmıştır.

           Biz, Atatürk İlke ve Devrimleri'ne inanmış ve Laik Cumhuriyet'in Temel Değerleri'ne ve bugüne değin elde edilmiş Kazanımları'na bağlı olan Atatürk Gençliği olarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin Önsözü olarak kabul edilen Çanakkale Savaşları'yla birlikte Mustafa Kemal Atatürk ve O'na ait olan bütün değerleri korumada üzerimize düşeni yapmakla yükümlüyüz.

           Çocuklarımıza, gençlerimize ve Türk Ulusu'na gerçek tarihin anlatılmasını sağlamak da bu yükümlülüğümüz içindedir.

           

(cengiz ÖNAL) dan alıntıdır.




Facebook'ta Paylaş


    Gönderen : eyupo        Tarih : 17 Mart 2009        Hit : 7777

Yorum Eklemek İçin Üye Olun / Giriş Yapın


Yorum Yazmak İçin Üye Seviyeniz Yetersiz

Lütfen

Üye Girişi Yapınız   Veya  Üye Olunuz

 

Anasayfa  İletişim